1942 yılından buyana önce kısa ve orta dalga sonra da NTV Radyo üzerinden yayın yapan Amerika’nın Sesi Radyosu Türkçe Bölümü 1 Temmuz’da son kez dinleyicileriyle birlikte oldu. (Saat farkı nedeniyle son yayın 30 Haziran gecesi 11:30’da yapıldı) Türkçe Yayın Bölümü yayıncılarının (ben başta olmak üzere!) radyo yayınlarıyla özel ve duygusal bir bağı var. NTV Radyo’da olmak da hepimiz için çok özeldi. Ancak biliyorsunuz dünya değişiyor. Değişikliklere ayak uydurmak, dijital çağda sizlere daha iyi yollarla ulaşabilmek, interaktif platformda daha etkin olmak için Amerika’nın Sesi de internet yayıncılığına yönelme tercihi yaptı. NTV Radyo’da yayınlarımız olmayacak ama ses ve video dosyalarımızı, özel haberlerimizi, söyleşilerimizi www.amerikaninsesi.com sitesinde her zaman bulabilirsiniz. Abone olup hergün haber bültenimizi alabilirsiniz. Her zaman e-mail gönderebilir, görüş ve yorumlarınızı yazabilirsiniz. Sitemizde ayrıca interaktif çağa uygun olarak hazırlanmış İngilizce dil derslerimizi de dinleyebilir, izleyebilir, alıştırmaları bilgisayarınızdan yapabilirsiniz. Amerika’nın Sesi Türkçe internet sayfasında ayrıca çok çeşitli konularda bloglarımız var. Bunlara yorum yazmanız mümkün. Evet, Amerika’nin Sesi Türkçe yayınları NTV’nin da haberinde belirttiği gibi bir gelenekti, bir alışkanlıktı, bir birliktelikti. Ancak bu birlikteliği daha canlı, çağa uygun bir düzeye taşımak şimdi amaç. Biliyoruz önünüzde çok seçenek var, istediğiniz internet sitesinden istediğiniz haberlere, videolara ulaşabilirsiniz. Ancak Amerika’nın Sesi Türkçe Bölümü’nü de ihmal etmeyin çünkü VOA, Amerika’dan ve dünyadan haberler ve eğitim, bilim, sanat, yaşam, çevre ve sağlık haberlerinde en güvenilir kaynağınız olmak istiyor.
Ben 2012’de radyoda 40’ncı yılımı kutlamaya hazırlanıyorum. Ankara Radyosu’nda başlayan, TRT Dış Yayınlar’da ve Amerika’nın Sesi’nde devam eden yayıncılık serüvenimde her mikrofon karşısına geçişimde bitmeyen bir heyecan yaşadığımı itiraf etmeliyim. Gecesi, gündüzü, haftasonu olmayan ve yoğun bir tempo gerektiren bir meslek sevmeden yapılmaz. Türkçe Bölümü’ndeki bütün yayıncı arkadaşlarım da aynı duygularla, bu mesleğe gönül vererek çalışıyor yıllardır. Acı, tatlı haberler paylaştık, Columbia uzay dolmuşunun havalandıktan birkaç dakika sonra infilak etmesini canlı yayında verdik. Kongre’den savaş kararı çıkmasını anında duyurduk, Türkiye’yle ilgili önemli açıklamaları yayınladık. En önemlisi dinleyicilerimizle her zaman iletişim içinde olduk. Örneğin Muhammet Çelik bizi dünyanın çeşitli ülkelerinden izlemiş bir dinleyicimiz. Haberi duyar duymaz üzüntüsünü açıklayan bir mesaj attı. Hemen cevap yazdım ve üzülmemesini istedim ve “Amerika’nın Sesi Türkçe Yayın Bölümü internette modern çağın kaynaklarını kullanarak sizlere daha yakın olacak, TGRT Haber’deki televizyon yayınlarımız da devam edecek” dedim. Daha yoğun bir birliktelik hedefleniyor. Bunu gerçekleştirmek için çalışacağız. Anadolu Ajansı Washington temsilcileri Mehmet Toroğlu ve eşi Barışkan bizimle ilgili bir video haber hazırladılar. Yıldız Yazıcıoğlu da Turkish NY icin yazdı yayınların kesilmesini. Çok teşekkürler. Aşağıda Anadolu Ajansı’nın bu konudaki haberi var. Yine her zaman olduğu gibi korumlarınızı bekliyoruz. Sevgiyle kalın!
(Blogdaki resimleri de kızım Deniz çekti. Ellerine sağlık!)
Amerika’nın ‘Türkçe sesi’ kesildi
AA
Güncelleme : 11:14 TSİ 01 Temmuz 2011 Cuma
Yayınlarına 1942 yılında başlayan ve New York’tan Washington’a taşınması nedeniyle kısa bir dönem dışında kesintisiz yayın yapan ‘Amerika’nın Sesi’(VOA) radyosu Türkçe servisi artık tarihte kaldı.
Son 8 yıldır NTV radyo üzerinden sabahları saat 6.30’da Türk dinleyicilerle buluşan radyonun son yayınında duygusallık öne çıktı. Programda spikerler Özge Övün Sert ve Alparslan Esmer, sadık dinleyicilerine son yayını, “Amerika’nın Sesi Türkçe Yayın Bölümü, bundan böyle sabahları sizlerle olamayacak” diye duyurdu.
Radyoyu “çocukları” gibi gören VOA Türkçe servisi çalışanlarının hüzünlü olduğu da dikkati çekti. Program sonunda Alparslan Esmer, AA muhabirine, gazetecilikten gelmesine ve radyoculuğu 7 yıl önce VOA’ye başladıktan sonra öğrenmesine rağmen bu işi çok sevdiğini belirterek, “Türkiye’de aslında eksik gördüğüm bir nokta radyo gazeteciliği. Bu işi çok severek yaptım, çok alışmıştım. Belki günümüzün koşullarından dolayı radyodan vazgeçmek zorunda kalındı. Gerçekten radyoyu çok özleyeceğim” dedi.
Sert de yaklaşık 3 yıldır sabah yayınlarını sunduğunu ifade ederek, “Açıkçası 69 yıllık bir devir kapandı, öyle hissediyorum. Bu devri kapatan insanlardan biri olarak hüzünle birlikte gurur duyuyorum. Çünkü, VOA geçmişte Türkiye’de birçok olayı kendi çapında dinleyicisine ulaştırarak damgasını vuran bir yayın yaptı. Radyo yayınları bitti, ama VOA yayınları bitmedi. Sadece çehremizi değiştiriyoruz, ama hüzünlüyüz” diye konuştu.
İŞTEN ÇIKARMA YOK, İNTERNET VE TV’YE AĞIRLIK VERİLECEKVOA’in Türkçe yayınlarını sonlandırmasının nedeninin, bir süre önce benzer bir karar alan İngiliz yayın kuruluşu BBC gibi bütçe sıkıntısı olmadığı belirtiliyor.
Türkiye’ye daha iyi ulaşmak istediğini belirten VOA yönetimi, Türk halkının haber kaynağı tercihine bağlı olarak, radyodan çok internet ve televizyon yayınlarına ağırlık verme kararı aldı. Bu nedenle VOA Türkçe servisinde herhangi bir işten çıkarma olmayacak. Başkent Washington’da 7 kadrolu, 7 sözleşmeli çalışandan oluşan ekip ile Brüksel, Berlin, Paris ve Ankara’daki muhabirler, artık internet ve televizyon yayınlarına ağırlık verecek.
Bu yaklaşım, aslında genel anlamda VOA’in yeniden yapılanmasının da bir parçasını oluşturuyor. VOA, artık “Amerika’nın Sesi” denilince “radyo yayınlarıyla” değil, “internet ve televizyonla” akla gelmek istiyor. Bu nedenle son dönemde Rusça dahil olmak üzere bazı dillerde radyo yayınları kaldırılmaya başladı, bugünlerde Çince radyo yayınlarının sona erdirilmesi de konuşuluyor.
TÜRK RADYOLARINA PAKET PROGRAM
VOA, Türk halkına radyolar üzerinden farklı bir şekilde seslenmeye devam etmeyi de planlıyor.
Test aşamasındaki proje çerçevesinde, haber, sağlık gibi çeşitli alanlarda video veya sesli paket programlar hazırlayacak servis, bu paketleri internet üzerinden yayımlamayı ve Türkiye’de kullanmak isteyen tüm radyo istasyonlarına ücretsiz dağıtmayı hedefliyor.
VOA Türkçe Servisi Müdürü Hülya Polat da AA muhabirine duygularını, “Buraya 1980’de geldiğimden beri radyoda çalışıyorum. Bu bizim için duygusal olarak önemli bir karar, hepimizin radyoyla arasında duygusal bağ vardı” sözleriyle dile getirdi.
Uzun süredir NTV Radyo’yla da iyi bir yayın ortaklığı sürdürdüklerini ifade eden Polat, “NTV bizim için çok özeldi ve ben tüm arkadaşlarımın bu yayınların kesilmesinden üzüntü duyduğunu biliyorum” dedi.
‘SİYASİ BİR KARAR DEĞİL’Bugün insanların haber için radyo ve televizyonlardan çok internete yönelmesiyle VOA’in de bu alanda ilerleme kararı aldığını kaydeden Polat, Türkçe yayınlara son verilmesinin “siyaset” veya “bütçeye” değil, bu yaklaşıma dayandığını söyledi ve şöyle devam etti:
“Bazı dönemler bütçede sıkıntılarla servis kapatmalar yaşandı, ama bu kez VOA de diğer medya kuruluşları gibi değişim süreci geçiriyor. Bir yön arayışı içinde ve bu yönü internet olarak belirledi. VOA için bundan sonra önemli olan dijital dünyada, internette daha çok sesini duyurabilmek, etkili olabilmek ve televizyon yayınlarını sürdürmek. O nedenle Türk dinleyicileri ve izleyicilerinden ilgilerinin devamını istiyoruz. VOA olarak gerçekten doğru haberciliğe, düzgün Türkçe kullanmaya özen gösteriyoruz ve istiyoruz ki, Washington’daki gelişmelerde güvenilir haber olarak VOA görülsün. Bunun için çalışmaya devam edeceğiz.”
‘TÜRKÇE YAYINLARI DEVAM EDECEK’
Türkçe servisinin tamamının son 20 yıl içinde 4-5 kez kapanma tehlikesi geçirdiği hatırlatılarak, şu anki durumun nasıl olduğunun sorulması üzerine Polat, her seferinde Ortadoğu ve bölgedeki gelişmelerle Türkiye’nin öneminin artması nedeniyle bu tehlikeleri atlattıklarını söyledi.
Şu anda da Kongre ve Amerikan yönetiminin Türkiye’yi çok önemli gördüğünü, bu nedenle VOA yönetiminin de Türkçe yayınlarının devam etmesi gerektiğini düşündüğünü belirten Polat şunları kaydetti:
“Bunun nedeni örneğin Freedom House raporunda Türkiye’nin hala kısmen özgür ülkeler sınıfında yer alması. İkincisi, zaman zaman Türk medyasında Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili sansasyonel haberlerin çıkması. Bunlara karşı VOA bir katalizör olarak düşünülüyor ve VOA’in Türkiye’ye yönetimin, Kongre’nin görüşleri ve iki ülke ilişkileriyle ilgili olarak Washington’daki gelişmeleri doğru şekilde yansıtması gerektiğine inanılıyor. Böylece Türkiye’deki bu Amerikan aleyhtarlığı ile yanlış düşüncelerin, önyargıların giderilmesi amaçlanıyor.”
‘KAYNAKLARIN İNTERNETE AKTARILMASINA KARAR VERDİK’
VOA Yakındoğu ve Orta Asya Yayınları Başkanı İsmail Dahiyat da Türkiye’deki canlı medya ve rekabet ortamında zorlandıklarını belirterek, “Hepimiz deneyimli yayıncılarız ve radyoya karşı çok duygusal bağlılığımız var, ama bir yandan da gerçekçiyiz. Bu noktada radyoyu, TV ve interneti aynı anda yapmanın işe yaramadığına kanaat getirdik. Zor kararlar almamız gerekti ve kaynakların internete aktarılması gerektiğine karar verdik” dedi.
Türkiye’de internete erişim alanında ve aynı zamanda bu alanda rekabetin çok yüksek oranda olduğunu ifade eden Dahiyat, “Biz de bu rekabetin içinde yer alabilir miyiz, ona bakmaya çalışıyoruz. Bu denemeye değer, çünkü sahip olduğumuz sınırlı kaynaklarla bu bizim için mümkün olan tek yol” diye konuştu.
Dahiyat, Türkçe radyo yayınlarının sona erdirilmesinin “kesinlikle siyasi karar” olmadığına işaret ederek, “Tam tersine kararın temelinde, Türkiye’de daha fazla kişiye ulaşma gayreti yatıyor” ifadesini kullandı.
VOA çalışanlarından Barış Ornarlı da “VOA Türkçe dilinde yayın yapan ilk radyo kurumlarından biri. Dolayısıyla tarihi bir radyo programının kapanması, tüm Türkçe servisi çalışanları için üzüntü verici. Ancak dönem değişiyor. Biz de diğer kurumlar gibi değişen medya ortamına ayak uyduruyoruz. Bundan böyle ağırlığımız televizyon ve internet üzerine olacak. Sosyal medyayla izleyicilerimizle ilişkimizi geliştirmeye çalışacağız” yorumunda bulundu.
Bu konudaki diğer haber linkleri:
Anılar.. Anılar.. Ben VOA Türkçe bölümüne 12 Aralık 1985’te katıldım. O tarihte 15 yıllık gazeteci idiml; ama ilk kez mikrofon karşısına geçtiğimde nefesimin nasıl kesildiğini; ve 10 dakikalık haber bülteninin sonuna kadar da nefesimi toparlayamadığımı hiç unutmayacağım.
O korku hiç bir zaman geçmedi. 15 yıl sonra, Türkçe Bölümü’nden ayrılıp da Internet Bölümü’ne geçtiğim güne kadar, her yayında, önce nefesim kesilir, boğazıma bir düğüm oturur ve bültenin sonuna kadar da orada kalırdı!
Önceleri haber bültenini tek kişi olarak sunardık. Sonraları kadın-erkek sesi olmak üzere iki kişi olarak okumaya başladık haberleri. Ama yine de 15 yıl her yayında boğazımdaki düğüm yerli yerinde durdu!
Challenger Uzay Dolmuşu’nun düştüğü günü hatırlıyorum. Yayımcı arkadaş stüdyodaki televizyonları açtı; yayını kulaklıklarımıza verdi ve “Siz gerisini getirin!” dedi.. O yarım saatte neler söyledik; neler anlattık! Yayından sonra kaydı dinlediğimde çok şaşırmıştım bir iki teklemenin dışında hata yapmamış olmamıza..
Sonra 11 Eylül… Yine yayında idim, ama bu kez “canlı” değil, hemen herşeyi yazacak-okuyacak kadar vaktimiz vardı.
Amerika’nın Sesi’ne “gazeteci” girdim; “radyocu” oldum; daha sonra Internet Teknolojilerine geçmiş olsam da bugün bile “Ne iş yapıyorsun?” diyene ilk tepki olarak “Radyocuyum” diye karşılık veririm; bir resmi kağıtta “Yaptığınız iş” hanesi varsa, otomatik olarak “Uluslararası Radyo Yayıncısı” yazarım.
Ve bugün bu okul kapandı.. Artık “See you on the radio!” diyemeyeceğiz kimseye.
Güle güle radyo dalgaları.. Tekrar merhaba IP!
Uzun yıllar stüdyodan birlikte yayın yaptık. Boğazımızda düğümlenen kelimeler, mikrofon heyecanı, hata yapmaktan korktuğumuz anlar ya da bir teknik sıkıntı yüzünden emeklerimizin bir anda harcanması dahil hatırlanmaya değer günler yaşadık. Teknolojinin bu kadar gelişmemiş olduğu günlerde canlı yayında bantların kopmasından tutun da bir sürü teknik aksaklıklara kadar olmadık zorluklara dayandık. Benim unutmayacağım bir olay, Konya’dan Alo Washington programlarımızı devamlı arayan sadık dinleyicimiz Bilal Turgut’un uzunca bir aradan sonra çıktığım ilk programda, “Hülya Hanım, uzun zamandır yoktunuz, hasta mıydınız?” demesidir. Boğazıma kocaman bir yumru oturmuş ve de itiraf edeyim sesim titremişti cevap veririken. Çünkü ağır bir ameliyat sonrası aylar süren kemo ve radyoterapiden, özetle ölümden dönüp mikrofon karşısına geçmiştim yeniden. İlaç gibi gelmişti unutulmamak. Radyo dinleyicisi her zaman sadıktır sevdiği yayınlara, yayıncılara. Efendim, derken geldik teknoloji çağına..Artık herşeye kolay bir çözüm var. İnternette herşeyi kolayca bulabiliyoruz, herkes de internetten bize kolayca ulaşabiliyor. Boğazımızdaki düğümlenmeler, mikrofon karşısından bilgisayar ekranı karşısına taşındı artık. Yine anılar gözlerimizi dolduruyor, boğazımızda yumrulanıyor. Ama ekran karşısında bu kez. Aslında seslendirmeler devam ettiği için internette yayınımızın devam ettiğini vurgulamam gerekir. Güzel bir yolculuktu radyoculuk dönemimiz. Nilüfer’in parçasındaki, ya da 70’li yılların ünlü şarkısındaki gibi “Those Were The Days!” “Hey Gidi Günler Hey!”
http://www.youtube.com/watch?v=AyaTIXdN5fI
“Those Were The Days” bir dönemin en güzel şarkılarından biriydi. Defalarca dinledim yeniden ve bir kez daha hayran kaldım hem sözlerine, hem de Mary Hopkin’in olağanüstü güzellikteki sesine. Çok teşekkürler link için.
Allah saglik, afiyet versin Hulya Hanim. Cok gecmis olsun tekrardan…
Çok çok teşekkürler. Kanuni Sultan Süleyman doğru söylemiş: “Olmaya Devlet Cihanda Bir Nefes Sıhhat Gibi”. Sağlık herşeyden önemli. O olmadan biz yokuz. Yaşadığımız her anın kıymetini bilmeliyiz.Tedavi sırasında hastanede özellikle kanserli minicik çocuklara, kucağında bebeğiyle saçları dökülmüş genç annelere, tekerlekli sandalyedeki gencecik sporculara bakıp “ben yine de şanslıyım, bunca yıl yaşadım” dedim. Kötü bir gün geçirdiğim zaman “ama hayattayım, en önemlisi bu” demeyi öğrendim. Her deneyim insana birşeyler öğretiyor!
Bilal Turgut, bir tanedir.. Allah selamet versin. Çoktandır hiç haberini almadık. İnşallah sağlık ve afiyettedir.
Gerçekten öyledir Bilal Turgut. Yayınlarımızı, bizleri hep yakından izlemiş, Alo Washington’da güzel sorular sormuştur. İnşallah iyidir. Keşke duysa bir şekilde onu andığımızı da iki satır olsa yazsa.
degerli hülya abla radyo yayınlarınız askıya alınmasına üzüldüm. yılların bir devri kapanmış.bu sizin için zor olsa gerek. bu konudaki duygularınızı anlıyorum. umarım üzüntüsünün etkisi az olur. bunun bir siyasi ve bütçeye dayalı olarak kapanmamasına sevindim. idari bir uygulama oluşu güzel. çünkü siyasi ve bütçe ye göre kapansaydı. tepkim son derece sert olurdu.
aslında radyonun etkisi ve kapsama alanı düşük oranda seyrediyor gibi algıladım. elbette emegin verildigi her şey degerlidir. fakat verimsizligide devre dışı bırakmak gerekir. bu konuda alınmış karara bu yönü ile baktıgımda hak veriyorum. bence makul bir uygulama olmuş.
radyo yayınlarının kapanmasının sizin iş yükünüzün azalmasına yol açabilecegini unutmamalısınız. bunuda yan gel yat uygulamasına dökmemek lazım. siz ve takım arkadaşlarınız. oturup enine boyuna ne yapabilirizi sorgulamalısınız. işte benden size klavuz olacak bir öneri. öneri sunarken emrivakilik degil amacım. daha iyileri bulmak adına sadece.
yaklaşık 14- 15 çalışanınız var. her gün dünyadan ve türkiyeden yazılı görsel ve filmsel olarak her türlü haberi topluyorsunuz ve bunu derleyip toplayıp güze bir şekilde diger olanaklar ile sunabiliyorsunuz. bunu temel olarak yapabiliyorsanız. elinizde çok güzel bir malzeme var demektir. türkiyeden bir uydu kanalı kiralayıp kendi televizyon kanalınızı açabilirsiniz. türkiyede yerel televizyonlar bile uydudan yayın yapıyor. amerikanın sesinin imkanı ve olanakları daha fazla ve bu olanagı size sunabilir. hani derler ya her ölümün ardından bir dogum gelir diye.
bunu yapabilirsiniz. biraz fedakarlık biraz ölçülü elman alımı ve birazda donanım bu işi mükemmel bir şekilde icra edebilirsiniz. saat başı haberler. söyleşiler, mülakatlar,yorumlar, amerikadan görüntüler, muhabirlerden haberler, ajanslar baglanmak, muhabirlere baglanmak gibi. süreye uygun yayınların çeşitliligini başarabilirsiniz. kendinize güveniyorsanız. cesaret.
radyonun kapanması siyasi ve bütçe ile ilgili degilse. amerikadaki ve türkiyededeki potanisyeli kullanmalısınız. amaç daha çok kişiye daha çok haber ve güvenilir bilgi saglamak olabilmeli.
bu televizyon olanak ve seçenegini bence arkadaşlarınızla masaya yatırmalısınız. eger birlikte olursanız ve amerikanın sesi idaresini ikna edebilirsiniz.. amaç amerikayı tanıtmak. amaç amerikanın türkiyedeki varlıgının fonksiyonlarını takip etmek. ve amerikadan türkiye daha fazla bilgi pompalamak ve diyorum en büyügü türkiyedeki amerikan karşıtlıgının aşagıya çekilmesi.
bunu bilmiyorum ama olurmu olmazmı. reklam ve sponsor bile kabul edebilirsiniz. buda televizyon kanalına renk katar. mevzuatınız izin veriyorsa neden olmasın diyorum.
benim hayattaki en büyük kazancım. insanların bana öneri sunması ve cesaret vermesidir.
biliyorsunuz bunlar manevi ve para ile satılmadıgı için çok degerli bir fonksiyondan ibarettir.
gelin bu sese kulak verin fedakarlık yaparsanız bu olabilir. alt yapınız var başarabilirsiniz.
HEYYY 300 SPARTALI DEGİL AMERİKANIN SESİNİN 14 ATLISI GELİYOR SAVULUNNNN..
buda son cesaret sloganım olsun. türkiyeye canlı ve online yayın yapabilmek yürek ister diyorum.
bana bu imkanı veren amerikanın sesi ve hülya ablasına çok teşekür ediyorum. kurumsal ve mesleki hayatınızda başarılar dilerim. saygı ve sevgilerimle..
Görüşleriniz için çok teşekkürler. Biz de internet sitemizi daha ilgi çekici hale getirmek için yoğun bir çabaya giriyor ve sosyal medya aracılığıyla sizlerle daha yakın bağlar oluşturmak istiyoruz. Biz de bunu bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Sizlerin desteği bizim sahip olduğumuz en büyük zenginlik. Sağolun, varolun.
BBCden sonra siz de havlu attınız, kaldı geride bir tek DW Almanyanın Sesi. Yayınlarınızı ilk kez ortaokul yıllarında dedemin radyosu 1943 model Telefunken’den dinlemeye başlamıştım, 1960’ların sonları. Sonra kendi yaptığım reaksiyonlu alıcıdan devam ettim. İşim gereği gemide çalışırlen, mutlaka tesizciyi kafaya alır, haberlerinizi kaçırmazdım. Yazık ettiniz Şimdi ülkemden uzakta olsam da internetten izliyorum ama o radyonun keyfi bambaşkaydı.
Ortaokul yıllarından beri bizi dinlemeniz ne güzel. Radyo dinleyicisi gerçekten de çok sadık bir dinleyici. Birçok dinleyicimiz sizin gibi bizi yıllardır dinlediğini yazdı, üzüntüsünü dile getirdi. Doğru, radyonun keyfi başka ama dünyanın değiştiğini de kabul etmemiz gerekiyor. Dinleyici sayısının giderek azalması bu alana kaynak ayırmanın sorgulanmasına neden oldu. Internetle sizin durumunuzda olduğu gibi dünyanın neresinde olursanız olun bize ulaşmanız, ses dosyalarımızı dinlemeniz, videolarımızı izlemeniz mümkün. Bu da kabul etmek gerekiyor ki çok pratik bir haber alma yöntemi. Bizi internet sitemizden izlemeye devam etmenizi diliyoruz. Yine görüşlerinizi yazın, iletişimi sürdürelim. Güvenli ve güzel seyirler!
Greetings! I’ve been reading your weblog for a while now and finally got the bravery to go ahead and give you a shout out from Lubbock Texas! Just wanted to tell you keep up the excellent work!
Thanks for commenting on the blog and for the nice words. Never been to Lubbock, Texas, but seen Houston. There was a Turkish-American festival some years ago with a lot of singers and artists from Turkey. I interviewed some of them. It was a lot of fun!
Great submit, very informative. I ponder why the other experts of this sector do not realize this. You must continue your writing. I’m sure, you’ve a huge readers’ base already!|What’s Taking place i’m new to this, I stumbled upon this I have found It positively helpful and it has helped me out loads. I hope to contribute & help different customers like its aided me. Great job.
Thanks for writing. Great that you liked the information. Come back soon..