Amerika’da başkanlık seçim kampanyalarında din konusunun gündeme gelmesi sık görülen bir durum. Yıllar önce Joe Lieberman’ın Musevi, Mitt Romney’nin Mormon olması uzun süre gündemde kalmış, aylar süren tartışmalar yapılmıştı.
‘Din’le ilgili tartışmaların en akılda kalanı ve Beyaz Saray’daki ikinci görev süresinin sonuna gelmesine, yani sekiz yılını doldurmasına az kalmasına rağmen Başkan Barack Obama’nın Müslüman olduğu yolundaki iddialar. Göbek adının Hüseyin olması yüzünden (Barack Hussein Obama) Obama’yı hedef alan bu iddialar bugün de zaman zaman gündeme geliyor Beyaz Saray’dan yapılan bütün yalanlamalara rağmen. Bunda Obama ailesinin düzenli olarak kiliseye gitmemesinin de rol oynadığını söylemek mümkün.
Papa Francis’ten Trump’a eleştiri
Gelelim bugünkü duruma. Seçim yarışının en tartışmalı aday adayı olan milyarder emlak kralı Donald Trump, Papa Francis’in bir açıklamasıyla adayların ‘dini tercihleri’ gündeminde seçim tarihine geçti diyebiliriz. Anketlerde liderliğini sürdüren Cumhuriyetçi Trump, Papa’nın ciddi eleştirisine hedef oldu ve dolayısıyla başkanlık yarışı bu atışmayla yepyeni bir boyut kazandı.
Meksika ziyaretinden Roma’ya dönerken bir gazeteci, Papa Francis’e, Donald Trump’ın göçü durdurmak için Amerika-Meksika sınırına duvar örme planıyla ilgili görüşlerini sordu. Papa Francis bu soruyu “Dünyanın neresinde olursa olsun sadece köprü kurmayı değil duvar örmeyi düşünen bir kişi Hıristiyan olamaz” diye yanıtladı. Ve beklendiği gibi kıyamet koptu.
Trump’dan önce sert sonra yumuşak söylem
Donald Trump buna karşılık önce bir açıklama yaptı ve dini inancının Papa tarafından sorgulanmasının ‘çok ayıp’ olduğunu söyledi. Trump, IŞİD militanlarının Vatikan’a saldırmaları durumunda Papa’nın ‘Keşke Trump başkan olsa’ diye dua edeceğini söyledi.
Ancak daha sonra CNN Televizyonu’nda yayınlanan Cumhuriyetçi Parti tartışma programında söylemini yumuşattı, Papa Francis’e büyük saygı duyduğunu söyledi, Amerika-Meksika sınırıyla ilgili planı hakkında Papa’ya yanlış bilgi verilmiş olabileceğini belirtti. Trump’ın bu açıklamayı elindeki notlardan okuması da dikkati çekti ve birçokları ‘eline verilen yazıyı okuyor’ yorumunda bulundu.
Aday adaylarından farklı tepkiler
Cumhuriyetçi cephede eski Florida Valisi Jeb Bush, Papa’nın ruhani bir lider olduğunu, ancak Trump’ın inancını sorgulamasının uygun olmayacağını söyledi. Katolik olan Ohio Valisi John Kasich ise Papa’yı savundu, Papa Francis’in Katolik Kilisesi’nde birçok duvarı yıktığını, çok sayıda insana kilisenin kapılarını açtığını söyledi.
Bir diğer Katolik aday adayı Florida Senatörü Marco Rubio da Papa Francis’i övdü, ancak Amerika’nın, vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için göçmenlik yasalarını uygulamakla yükümlü olduğunu belirtti. Trump’la daha önce birçok konuda çatışan Texas Senatörü Ted Cruz ise bu sefer Trump’a bu konuda yüklenmekten kaçındı,
Katolikler, Amerika’da toplam seçmen sayısının dörtte birini oluşturuyor. Son başkanlık seçimlerinde Katolik seçmenlerin tercihlerinin Cumhuriyetçi Parti’den Demokrat Parti’ye kaydığı görülüyor.
Son anketlere göre durum
Papa-Trump atışmasından önce Quinnipiac Üniversitesi tarafından yapılan bir ankete göre, Cumhuriyetçi aday adayı Donald Trump’a gösterilen destek, %39’a ulaştı. Florida Senatörü Marco Rubio %19 ve Teksas Senatörü Ted Cruz %18 oranında destek görüyor seçmenlerden.
Demokrat Parti’deyse, eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Vermont Senatörü Bernie Sanders, başabaş gidiyor. Seçmenlerden göördükleri destek oranı birbirine çok yakın, yüzde 40’larda. Uzmanlara göre Sanders, Aralık ayından bu yana oy oranını 30 arttırarak Clinton’la eşitlik sağladı. Sanders’ın başarısının sırrı, siyah ve Latin kökenli seçmenlerle kadınlardan destek alması. Birçok uzman, “eğer seçimler bugün yapılsa Sanders ve Clinton eşit oy alırdı” diyor.
Özetle hem aday adaylarının hem de seçmenlerin işi zor ve sandık başına gidip oy kullanmak her seçimde olduğu gibi Kasım 2016’da yapılacak başkanlık seçiminde de hayati önem taşıyor.