Aşağıdaki yazıyı Selin’den dinlemek ister, ne bileyim iPod’unuzdaki değerli müziklerden birinin yerini alsın falan isterseniz (şansımı zorladım, biliyorum 🙂 ) aşağıdaki “ses dosyasına” bir “tık” yeter.
Motorcunun ne düşü olacak! Erken gelen bahardan başka? 🙂 Uzun yola çıkmak, motorla Amerika’da “Route 66” yapmak, falan filan onlar da güzel düşler tamam ama her şeyden önce bahar geliyor; ardından da diğerleri…
Kışın da motora binebilen şanslı ya da “az üşüyen” veya “sıcak iklim insanı” azınlıkların dışında benim gibi kolay titreyen, kışları karlı geçen iklimlerde yaşayanlar motorlarından belki de haftalarca ayrı kaldılar. O yüzden de baharı, boyunlarımız bükük bekledik. Fakat nihayet beklenen sevgiliye ulaştık işte! 😉
Kış uykusuna motoru nasıl yatırmak gerektiğine dair bir video hazırlamıştım ya kışa girerken (Seneye kışa girerken bakmak isterseniz, burada 🙂 ) Hani dikkat edilmesi gereken teknik ayrıntıları sıralamıştım… Bahara girerken bu kez farklı bir şey yapmak istedim.
Amerika’da vakti zamanında gittiğim, “Amerikan motor ehliyeti olmadığı için motor kiralayamayan ve bu yüzden motor sınavına da giremeyenler için motosikleti de içinde” sürücü kursunda “Bahara hazırlık”la ilgili birbirinden uygulanası fikirler vermişti sürüş hocaları (Bu arada, Amerika’da Ehliyet Alma Çilesi başlığı altında dizi haline getirdiğim bu pek eğlenceli kurs macerasını okumak isteyenler şurayı tıklayıp, seriyi okuyabilir, ya da benden dinleyebilirler)
Motor sürüş tekniği hocalarından birinin o sıkı eğitim programı içine sıkıştırmayı becerip de biz “gelecek nesillere” aktardığı bu değerli bilgileri ben de Amerika-Türkiye hattında paylaşmayı bir borç bilirim 😉
@selininmacerasi adlı kişiyi takip et
Ben motosiklet kullanmanın tıpkı yüzme gibi “unutuldu sanılan, ama yapmaya başlayınca çabucak hatırlanan” birşey olduğuna inananlardanım. Yani bana sorsanız “İnsan birkaç hafta binmedi diye motora binmeyi unutur muymuş, refleksleri paslanır mıymış, motosiklete binme yetisinin cilası mı olurmuş?” derim. Tuhaf bulurum yani “Bahar geldi, sürüş tekniklerimizi cilalayalım” laflarını. Fakat, kovboy şapkası ve o şapkayla gayet uyumsuz kıyafetleriyle eğitim alanında salınan, genç ama çok yol tozu yuttuğu motora binişinden hemen çakılan hocamız anlattıkça ikna oluyorum resmen. Sizi ikna edermi bilmem, ama işte orada dinlediklerim 😉 Ya da bir başka deyişle, “dinlediklerimden hatırladıklarım!” 🙂
Amerikalı eğitmenlere göre bir süre motora binmediyseniz, motor sezonunu açmadan önce bazı sürüş yetilerinin üstündeki tozu almakta fayda var. Yani, eğitmenlere bakılırsa “Motor ustalığınızı bıraktığınız yerden devam ettireceğinizi düşünmek biraz saflığa kaçıyor.” Neden mi? En temel sebebi fiziksel yetilerinizin ve yoldaki şartları işlemleyen zihninizin, motoru uykuya yatırmadan önceki keskinliğinde kalmıyor olması. Peki var mı bir çaresi? Var!
Sürüş hocamıza bakılırsa boş bir alan, bir park yeri, vs bulup yarım saatlik fren, dönüş, dur-kalk egzersizi yapmanın faydası büyük. Tabii, içinizden kaçı, üstelik de tüm korumalarını, kıyafetlerini giyerek bunu yapmak ister bilemem. Ben söyleyeyim de, karar size kalsın 🙂
Bu egzersizlerin en etkililerinden biri, sürüş teknikleri kursunda üzerinde çok durdukları “fren yapma” egzersizi. Yani önce yavaş hızlarda motorun fren potansiyelini, frene nasıl tepki verdiğini “yeniden keşfetme”; sonra yüksek hızlara çıkıp o hızlarda güvenli fren yapmayı deneme. Motorun tekerlerini kitlemeden, önünü arkasını kaydırmadan tabii! 🙂
Özellikle ön freni sıkarken “telaşla frene asılmamak” en iyisi. Ön teker kaymasın diye ağır ağır yoklayarak fren yapmak. Çünkü, ön freni aniden sıktığınızda kendi ağırlığınız ve motorun ağırlığının yumuşak bir şekilde öne yüklenmesini engellemiş oluyorsunuz. Bu da ön tekerin istendiği gibi tutunamamasına yol açabiliyor. Uzun lafın kısası, bir süre binmediğiniz motorunuzun fren performansını hatırlayabilmeniz için trafiğe kapalı bir alandaki bu ufak denemeler çok önemli olabiliyor!
U Dönüşü
U dönüşü, yasak olmadığı kavşaklarda sevdiğimiz dönüş cinslerinden biridir. Hatta birkaç yerde üstüste “U Dönüşü Yapılmaz” işaretini görünce bazen bir keder alır masum bünyeyi. O kadar hayati olabilir yani. Özellikle de aceleniz varsa! 🙂 Gelin görün ki kolay gibi görünen U dönüşü aslında ince ayar çekilmiş bir teknik gerektirir. Sürüş tekniği kurslarında hep “döneceğiniz yöne doğru başınızı çevirin” denir. Ben de bir Türk olarak, “O zaman karşı yoldan gelen olup olmadığını nasıl göreceğiz” diye dertlenirim 🙂 Şaka bir yana, her ikisini dengeli yapmak, yani karşı yolu adam gibi kontrol edip, sonra döneceğiniz yöne doğru başınızı çevirerek motora hafif bir dokunuşla yönünü buldurmak en iyisidir kanımca 😉
İşte, bahara hazırlığın olmazsa olmazlarından biri de bu U dönüşüdür Amerikalı hocamıza göre! Bulunduğunuz boş alanda, özellikle düşük hızlarda U dönüşü yapmak da paslanan yetilerinize zımparayla can katmanın bir yoludur kendilerine göre. Altını çizdikleri bir önemli nokta, U dönüşü yaparken hız ve dengenizi sadece gazı aşamalı olarak artırarak kontrol etmek yerine, hafifçe arka freni sıkarak dengelemenin daha faydalı olabildiğidir. Aniden durup, bir de motoru bir yana doğru yatırmak istemiyorsanız, ön frenden uzak durmanız gerektiğini de ben hatırlatayım 🙂
Kıvırma (Anladığınız şekilde değil 😉 )
Son olarak da, bahar temizliği niyetinde üstlerini parlattığınız halihazırdaki yetileriniz içinde yine önemli yere sahip “swerving” tekniği (Kimilerine göre kıvırmaca, kimilerine göre kıvırma, kimilerine göre de “anladınız siz neden bahsettiğimi, uzatmayın işte” 🙂 )
Sürüş tekniği hocamıza göre, o bulduğunuz boş arazide bu tekniği de cilalamadan bahara hazırlığınız bitmiş olmuyor. Bulunduğunuz alana bir şişe, bir kuka gibi ufak bir işaretçi koyarak bu hedefe doğru yola koyulma, tam o objeye geldiğinizde tekeri ona bastırmamak için kıvırma ve yanından geçme tekniğinden bahsediyoruz. Yolda kaçmak istediğiniz bir obje, çukur, su/yağ birikintisi gibi birşey olduğunda çok hayati olabilecek bir tekniktir bu aslında. En önemli ayrıntılarından biri motoru ne tarafa doğru kıvıracaksanız o taraftaki elciği kuvvetlice itmektir. Kıvırma işi gerçekleşir gerçekleşmez de bu kez ters yöndeki elciğe basıp/o tarafı itip motoru toparlamaktır.
Aaa, unutmadan. Kıvırma işlemi sırasında ön tekerdeki yük azalıp, tutunma da zayıfladığından frenlere dokunmamakta fayda var. Aksi takdirde kıvıracağım derken yere uzanmak işten bile değil!
İşte Amerika-Türkiye hattı bilgi aktarımı burada bitiyor. Devam etmek üzere tabii! Kovboy şapkası ve o şapkayla gayet uyumsuz kıyafetleriyle eğitim alanında salınan, genç ama çok yol tozu yuttuğu motora binişinden hemen çakılan hocamızın anlattığı bu ayrıntıları okumak, uygulamak, baharı motor yetilerinizi ve reflekslerinizi keskinleştirerek açıp açmamak size kalmış. Sürüş yetiniz tazelendikçe kendinizi daha güvende hissedeceğinizi ve kazasız bir sezon geçirme ihtimalinizin yükseleceğini unutmayın. Motosikletli Kız’dan söylemesi 😉
Bu arada, kendi tecrübelerinizden eklemek istedikleriniz varsa aşağıdaki Comment/Yorum bölümünü de bir başına bırakmayın 🙂